İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜNÜN TEFTİŞİ, PARDON SAYGISIZLIĞI !!

Bugün yıllık göz muayenemizi yaptırmak için karı koca İdealtepe Göz Nuru Koruma Vakfı’na gittik. Aslında hiç de kötü bir yer olmamasına karşılık daha aşağıda yazacağım bazı rutin aksaklıkların -ki bunlar kamu veya özel tüm sağlık kuruluşlarına hakim- dışında bir de rutin olmayan aksaklıkla karşılaştık.

Normal bir şekilde sıramızda beklerken bir hareket oldu, gelen giden falan derken kattaki tüm doktorlar kayboldu. Bir süre sonra doktorlar bir grup insanla gözüktü, doktorumuz arada özür diledi ve “teftiş” var dedi.

İl Sağlık Müdürlüğü “teftiş” yapmaya gelmiş. Ne güzel değil mi ? Sağlıkla ilgili bir kuruluşun tabi ki sağlık açısından sürekli “teftiş” edilmesi gerekir.
Ancak bu teftişe doktorları da dahil ettikleri için yaklaşık 20-25 kişilik bir grup insan – müşteri – hasta, ne derseniz deyin 45 dakika kadar gecikmeli bir şekilde işlerimizi bitirebildik.

Ben bunu teftiş değil, terbiyesizlik veya insana saygısızlık olarak algılıyorum.

Neden derseniz, hiç bir kişi veya kuruluşun ki buna devlet de dahil, acil bir durum söz konusu olmadığı zaman, hiç bir insanın zamanını çalmaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Sırada bekleyen, daha önceden randevu almış 25 kişiinin, ki muhtemelen bir çoğunun gün içerisinde başka işleri de var, 45 dakikasını çaldığınızda, 45×25= 1,125 dakika veya yaklaşık 19 saat eder. Bir de bu insanların olası işlerindeki aksamayı da düşünürseniz bu zincirleme reaksiyonun zaman maliyeti çok yüksek olacaktır.

Bunu Müdürlüğün yetkililerine söylediğimde aldığım cevap ise, “sizlerin iyiliği için” oldu.

Peki bu iş yapılırken :

Hastalara bakan doktorları meşgul etmek gerekir miydi ?
İdari görevliler ile teftiş yapılıp doktorlar ile olan sorunlar randevuların bitiminde halledilemez miydi ?

Tabiki yapılırdı,ama ancak işine ve insanlara saygısı olan kişiler tarafından.

Orada bekleyen insanlar hasta, sadece hasta değil aynı zamanda o binadaki hizmetin devamını sağlayan müşteriler, böyle bir yaklaşımı hiç bir şekilde hakketmez.

Aslında başta da söylediğim gibi nedense özel sağlık kuruluşlarında dahi nedense hasta = müşteri devlet kurumlarında olduğu gibi kul gibi algılanır. Bunu nedenini anlamak kolay, hastaların bu kurumlara mahkum oldukları kabul edilir ve bu sonuna kadar kişiye hissettirilir. Ben, özel sağlık kuruluşları ve doktor muayenehanelerinin % 80’ninde doktorların dışındaki (hepsi de değil tabi) insanın yüzüne bakarak konuşan, oradaki varlığınızı hissetiren personele rastlamadım diyebilirim.

Bunun yanı sıra hiç bir kuruluş veya muayenehanede verilen randevu saatine de sadık kalındığını görmedim.

Tabiki hasta, yani müşteri, bu kuruluşlara zaman içerisinde tepkisini gösterecektir. Çünkü, müşteri kraldır.

Sonuç olarak 13:25 de girdiğimiz binadan 15:35 de çıkabildik.

Leave a Reply