Girişimcilik, son yirmi yılda büyük bir dönüşüm geçirdi. Dotcom patlamasıyla başlayan ve medya desteği ile, neoliberalizmin pompalamasıyla popülerleşen girişimcilik, teknolojinin de etkisiyle herkesin erişebileceği bir hale geldi. Ancak, “yapay zeka (AI) ve otomasyonun yükselişi, bu dönemin sonunu getirebilir mi?” diye sormadan edemiyorum.
Geçmişte girişimci olmak, büyük bir emek ve azim gerektiriyordu. Uzun çalışma saatleri, fiziksel ve zihinsel dayanıklılık, girişimciliğin olmazsa olmazlarıydı. Ancak günümüzde, teknoloji sayesinde işler çok daha kolay hale geldi. Birkaç tıklama ile işletme kurmak, ürünleri satmak ve müşterilere ulaşmak mümkün. Bu dönüşüm, girişimcilik kavramını kökten değiştirdi.
Yapay zeka ve otomasyon, işletmelerin verimliliğini artırırken, girişimcilerin iş yükünü hafifletti. Örneğin, AI tabanlı müşteri hizmetleri botları, işletmelerin müşteri taleplerine anında yanıt verebilmesini sağlıyor. Ancak bu kolaylık, aynı zamanda girişimciliğin temel unsurlarını da tehdit ediyor.
Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırması, beraberinde bazı sorunları da getiriyor. Aşırı teknoloji kullanımı, insan beynini tembelleştirebilir. Endüstri devrimlerini neredeyse hepsini yaşayan benim içinde bulunduğum nesil birçok matematik işlemini hızla araç kullanmadan yaparken, yeni nesiller neredeyse çarpım tablosunu hesap makinası kullanmadan yapamıyor. Cep telefonları daha yokken kaç tane telefon numarasını aklımızda tuttuğumuzu bilirmisiniz?
Araştırmalar, teknolojinin aşırı kullanımının beyin sistemlerini olumsuz etkileyerek anksiyete, depresyon ve intihara yol açabileceğini göstermektedir. Garry Kasparov’un dediği gibi, “Düzinelerce bilgisayar ile aynı anda oynayıp, hepsini alt edebildiğim günler… İnsan-makine etkileşiminin altın çağıydı. Makineler zayıftı ve benim saçlarım gürdü.” Gerçek girişimcilik, sadece teknolojiyi kullanmakla değil, aynı zamanda yeni çözümler üretmek ve yenilikçilikle ilgilidir.
Gelecekte, girişimcilik ve teknoloji arasındaki dengeyi sağlamak kritik olacaktır. Teknolojinin sunduğu kolaylıkları kullanırken, aynı zamanda insan yeteneklerini ve düşünme becerilerini geliştirmeye devam etmeliyiz.
Yapay zeka ve otomasyonun yükselişi, girişimcilik dünyasını dönüştürmektedir. Ancak bu dönüşüm, insan yeteneklerinin ve düşünce gücünün önemini azaltmamalıdır. Teknoloji ve insan yeteneklerinin birlikte uyum içinde çalıştığı bir gelecek, sürdürülebilir ve başarılı bir dünya yaratacaktır.