Geçenlerde KOBİTEK’te ilginç bir yazı vardı, “KOBİ’ler, Yapay Zeka Becerilerine Kurumsal Şirketlerden Daha Fazla Güveniyor”.
Bu sadece güvenmekten öte, KOBİ’ler esnek, çevik ve hızlı adapte olabilen bir yapıya sahip “kurumsal şirketler(!)” e göre. Tabi burada “kurumsal şirket” kavramının iyi tanımlanmış olması gerek. Ben burada yazının akışına göre büyük örgütlenmeler diye yorumladım, yoksa “kurumsal” KOBİ yok mu? Tabi ki var.
Ancak gerçek şu ki VUCA olarak adlandırdığımız dünyamızda sadece şirketlerin değil tüm örgütlerin çevik olabilmesi uyum sağlayabilmesi geleneksel organizasyon yapıları ile, kat kat yönetim kademeleri ile pek olası değil, dolayısı ile nispeten karar verme süreçlerinin hızlı olması, nispeten örgütsel yapıların daha düz olması doğal olarak tüm yenilikleri ilk kullanma şansını KOBİ’lere veriyor.
Şirketlerin günümüzde karşılaştıkları en büyük zorluklardan biri, sürekli değişen ve belirsizliklerle dolu bir iş ortamında ayakta kalmaktır. Bu ortam, VUCA (Volatility, Uncertainty, Complexity, Ambiguity) olarak adlandırılan, değişkenlik, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklık unsurlarını içermektedir. VUCA dünyasında başarılı olabilmenin yolu, çeviklikten geçmektedir. Çeviklik ise şirketlerin değişen şartlara hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verebilme yeteneğidir.
Çeviklik, sadece hızlı hareket etmek değil, aynı zamanda stratejik olarak doğru hamleleri yapabilmek anlamına gelir. Bunun gerçekleşmesi için şirketlerin yönetim katmanlarını azaltması, hiyerarşik yapıları daha yatay hale getirmesi şarttır. Yönetim katmanlarının azalması, karar alma süreçlerini hızlandırarak, değişen koşullara anında yanıt verebilmeyi sağlar. Bu da bir şirketin çevik olmasının temel unsurlarından biridir.
Çevik şirketler, çalışanlarını güçlendirir ve onlara daha fazla sorumluluk verir. Bu, çalışanların daha proaktif olmasını ve değişimlere daha hızlı uyum sağlamasına olanak verir. Çalışanlar, şirket içindeki değişiklikleri ve yenilikleri daha hızlı benimseyerek, şirketin genel çevikliğini artırır. Ayrıca, çalışanların yeteneklerini ve bilgilerini en üst düzeyde kullanabilmeleri, şirketin rekabet gücünü de artırır.
VUCA şartlarında başarılı olabilmek için, şirketlerin sadece çevik olması yeterli değildir; aynı zamanda stratejik bir vizyona sahip olmaları gerekmektedir. Bu vizyon, şirketin nereye gitmek istediğini ve bu hedefe nasıl ulaşacağını net bir şekilde belirlemelidir. Stratejik vizyon, şirketin tüm kademelerinde anlaşılmalı ve benimsenmelidir. Bu, çalışanların günlük işlerinde stratejik hedeflere uygun hareket etmelerini sağlar.
Ancak gerçek şu ki VUCA olarak adlandırdığımız dünyamızda sadece şirketlerin değil tüm örgütlerin çevik olabilmesi, uyum sağlayabilmesi geleneksel organizasyon yapıları ile, kat kat yönetim kademeleri ile pek olası değil. Dolayısı ile nispeten karar verme süreçlerinin hızlı olması, nispeten örgütsel yapıların daha düz olması doğal olarak tüm yenilikleri ilk kullanma şansını KOBİ’lere veriyor.
Sonuç olarak, VUCA şartlarına yanıt verebilmek ve başarılı olabilmek için şirketlerin çevikliğini artırması gerekmektedir. Bu, yönetim katmanlarını azaltmak, stratejik vizyon oluşturmak, teknoloji ve inovasyona yatırım yapmak, açık iletişim ve işbirliğini teşvik etmek gibi unsurları içerir. Çeviklik, şirketlerin değişen şartlara hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verebilme yeteneğidir ve bu yetenek, VUCA dünyasında ayakta kalmanın anahtarıdır.