TEMELE DÖNÜŞ

1993-94’den sonra yıllarca perakendecilik ve AVM’cilik işlerinde çalıştım ve eski ve uzun süren bir mesleğim olduğu için de hala yakından takip etmeye çalışırım.

Ağırlıklı olarak, “AVM Açılışı – Savaş Zamanı / Barış Zamanı Yönetimi” yazımda anlattığım gibi ağırlıklı olarak savaş zamanı yönetimlerinde bulundum, hem de bundan çok zevk aldım.

Dün (25 Nisan 2020) de OPEX AKADEMİ olarak Sevgili Ercüment Alptekin’in moderatörlüğünde “MASKESİZ SOHBETLER” adlı ve:

– COVID-19 Tüketim Alışkanlıklarımızı Nasıl Değiştiriyor?

– Perakende ve Hizmet Sektörleri Salgından Nasıl Etkilenecek?

– COVID-19 Salgını AVM Devrinin Sonu Olabilir Mi?

Konularını işlediğimiz çok keyifli bir sohbetimiz vardı.

Geçen hafta da AVM yöneticilerinin bir toplantısına dinleyici olarak katılmıştım.

Ve ilginçtir ki her iki toplantıyı özetlemem gerekirse:

–    Son 30 yıldır aynı şeyleri konuşuyoruz, sadece jargon değişti,

–    Genç arkadaşlar çok bilgili, ilgili ve meraklı,

–    Sorunu yaratan kişiler de hala aynı ?

30 yıl kadar önce sade 2, bilemediniz 3 nesil birlikte çalışıyorduk, şimdi 5 nesil birarada çalışıyor ve 5 ininde yaşam beklentileri, sosyal beklentileri, ekonomik beklentileri, kariyer (hala varsa) beklentileri, teknolojiyi anlama ve kullanma becerileri değişik. Çoğunuzda iletişim engelli olduğu için sorunlar biraz daha çapraşık gözüküyor.

Ama hala aynı temel eksiklikler var.

Birçok kavram bilinmiyor ve anlaşılmamış. Uzun yıllar önce yazmaya başladığım ve ağırlıklı olarak Perakende Matematiği diyebileceğimiz bir seri yazım vardı; “Perakendecilik Temel Kavramları – 1”, yahu bunları herkes biliyor diye yazmayı bıraktığım.

Gördüm ki bunlar konuşuluyor hala “İş Planı” konuşuluyor.

Hala temel ilkeler kavranmış, anlaşılmış değil.

Bizim nesil için bazı şeyler kolay, ihtilal olunca ne yapacağımızı üç aşağı beş yukarı kestirebiliyoruz, 3 ihtilal gördük, ekonomik kriz olsa yine aynı şekilde bir yolunu bulmak kola yen az 8 ekonomik kriz yaşadık, sosyal hareketlilik yine halledilir, sürekli yaşadık. Ama pandemi öyle bir kriz değil, hiç birimiz görmedik ve kapkaranlık bir ortamda el yordamı ile ilerleme çabası içerisindeyiz.

Biraz araştırınca beklentilerimizin neler olabileceğini az da olsa görüyoruz:

–    Devletin ekonomiye müdahalesi son derece yüksek olacak (ama yapılanlar beklenilenler mi olacak bilmiyoruz),

–    En çok yara alan sınıf çalışanlar olacak (hatta bir çok KOBİ patronu bu sınıfa tenzili rütbe olarak geçecek) ve bu sınıf sendikal haklar, sosyal haklar ve ekonomik haklar savaşını büyütecek.

–    Birçok alışkanlık değişecek.

Bu şartlar altında fazla düşünecek zaman yok, her geçen gün geç kalıyoruz.

Çok hızlı bir şekilde hedefler belirlememiz, bu hedefler doğrultusunda planlamalar yapıp yürümeye başlamamız gerek. Hedef yanlış olsa bile bir hedefin olmaması kadar zarar vermeyecektir. Ayrıca yola çıktıktan sonra bir süre üçün hedef ve plan değiştirmeye hazır olmamız gerek.

İş planlarımız yoksa hızla yapmalı, varsa da acilen güncellemeliyiz.

İş Modellerimizin üzerinden geçmeliyiz, çalışan isek “Kişisel İş Modeli” mizi yeniden ele almalıyız, yeni beceriler geliştirmeliyiz.

Geç kalmayın ve “Yanlış Otobüste” iseniz hemen inin.

Leave a Reply