EĞİTİMDE METALAŞMANIN SOMUT HALİ

Kendini kurtarmaya çalışan kapitalizm 1980 li yıllarda neoliberal politikaları küresel olarak uygulamaya soktu. Devletin küçülmesini, nerde ise tüm hizmetlerden çekilmesini öngören bu politikalar bir çok hizmeti pazar ekonomisi ürünü haline getirirken sağlık ve eğitim gibi temel hizmetler de bundan kaçamayarak metalaştı.

Zaten teknolojideki hızlı değişimin eğitim üzerindeki zorlayıcı baskısı eğitimi genel talebin gerisinde bırakırken metalaşma da nerde ise bu hizmeti pespaye bir hale getirdi. Sadece liberalizmin değil populizminde baskısı ile Türkiye bundan en çok nasibini alan ülkelerden biri.

Özellikle hem dayatılan, iş bulmanın temel anahtarı gibi sunulan, hem de mezunlarının işsizlik oranın çok yüksek olmasının yanı sıra, mezun olduktan sonra meslekleri dışında çalışmak zorunda kalanların çoğunlukta olduğu üniveristelerdeki sorunlar çok büyük.

Hiç bir altyapı olmadan kısa sürede 200 ün üzerinde bir sayıya öıkan üniversitelerin gerek bilimsel, gerekse ticari yapıları çok sorgulanabilir bir durumda.

Birakın özel olanları, saygın üniversitelerin bile sorunları var. Aşağıdaki (isim bilgileri gizli tutulmuştur) daha dün LINKEDIN’de br Marmara Üniversitesi Makina Mühendisliği mezunu tarafından yayınlanmıştır:

“İki gün önce kasada çalışırken, dershaneden bi sınıf arkadaşım kız arkadaşıyla birlikte kasama geldi. Arkadaşım beni kasiyer olarak görünce şaşırdı.

“İşsizlikten buradayız…” dedim. Arkadaşım da Marmara Üniversitesi Hukuk bölümü mezunudur. Yani başarılı bir öğrenciydi. O da sayısal da 20 bin sıralama yapmıştı.

“Ben de hala işsizim.” dedi. Şaşırmadım. Üzüldüm sadece. Daha sonra “Senin gene işin var.” dedi bana.

Bir şey diyemedim. Haberleşmek, görüşmek istediğini söyledi. Tamam dedim ama kendisiyle hiç de görüşmek istemiyordum. Bunun sebebi de onu sevmedigimden değildi.

Hangi arkadaşımla buluşacak olursam havadan sudan konuşamaz olduk. Konu eninde sonunda ülke sorunlarına geliyor. İnanın başka bir konu konuşamaz olduk. Ne kadar çırpınırsak çırpınalım bu bataklıktan çıkamıyoruz.

Hayat(lar)ımızı çaldılar.”

Bu metalaşma artık sadece hissedilir, araştırılabilir, sorgulanabilir olmaktan çıkıp gözle görülür, kulakla duyulur bir şekilde yukarıdaki videoda görüldüğü gibi fiziksel bir hale büründü. Bu reklamı yapan ticarethanenin bir mütevellisi, dekanı, rektörü, işletme bölümü, pazarlama bölümü var, ve bu reklam yayınlanabiliyor. Bundan daha fazla bir şey söylemeye dilim varmıyor diyeceğim sadece.

Evet biliyorum, artık bir çok dalda üniversite eğitimin gerekliliğinin sorgulandığı bir dönemdeyiz ama sanırım bu sorgulamaya bile dahil olamayacak okul sayısı oldukça fazla.

Leave a Reply