SEVECEĞİ İŞİ ARAYAMAYACAK KADAR YOĞUN (!)

Çevremde, kariyerine yeni başlayan, hatta ortasına gelmiş çalışan modern işgücüne baktığımda gerçekten ben de Tim Clark ve Bruce Hazen’in söylediği yukarıdaki cümleye katılmadan edemiyorum. Evet, çalışanların çoğu sevmediği, hoşlanmadığı bir işte çalışıyor, hem de çok yoğun, o kadar yoğun ki kafasını kaldırıp, etrafta neler oluyor, ben nelerden hoşlanırdım, ben ne yapmak istiyorum diyecek kadar bile zamanı olmuyor.

Günümüzün profesyonellerindeki genel hastalıklardan biri bu tatminsiz, keyifsiz çalışma yaşamı.

Böyle çalışan veya çalışmak zorunda bırakılan kişilerin ne çalıştıkları işe, ne çalıştıkları şirkete ne de kendilerine yararı olmayacaktır sonuçta.

Ama bulundukları durumun sıkıntısı, iş değişiminden hissedeceklerini sandıkları sıkıntının kat be kat üzerine çıkacak duruma gelmeden de iş değişikliği yapamıyorlar.

Aslında günümüzde bir çok yönetici, gerçekten kariyerini yönetmek yerine seri iş arayışı içerisinde, ama bu da sürekli iş değiştiriyorlar demek değil. Genelde sadece ve sürekli arayış, ama istekleri, arzuları da sevebilecekleri, tatmin olabilecekleri bir işte uzun soluklu çalışabilmek. Ama eldeki kuşun daldaki iki kuştan daha iyi olması nedeniyle, sürekli arayışın devam etmesine karşılık değişikliği yapabilmek çok zor oluyor birçokları için.

Aslında kariyerinizin şu anda bulunduğunuz aşamasında yapabilecek üç şeyiniz var:

Yükselmek: Eğer işinizden memnunsanız, yükselmek ve terfi etmek için uğraş vermeniz gerekir.

İş değiştirmek: Eğer işinizden, patron veya amirinizden memnun değilseniz iş değiştirmeniz gerekir.

Değişmek: Eğer bulunduğunuz yerden memnunsanız, ancak buna karşılık bir türlü istediğiniz başarıyı yakalayamıyorsanız tarzınızda değişiklik yapmanız gerekebilir.

Her üç durumda da bir strateji benimseyerek uygulamanız gerekecektir. (ÇALIŞAN MIYIZ? / ŞİRKET SAHİBİ MİYİZ?KİŞİSEL İŞ MODELİ / BUSİNESS MODEL YOUKİŞİSEL İŞ MODELİ). Bunun en iyi yolu da sanki bir iş kurarmış gibi İŞ MODELİ yani KİŞİSEL İŞ MODELİ yapmaktan geçer.

Leave a Reply