Türkiye’de sürekli yeni açılan, açılacak AVM haberlerini yanı sıra dünyada da sürekli olarak kapanan, kapanacak AVM ve perakendecilerin haberleri çıkıyor.
ABD ve dünyada kapanışlar hızla artıyor, Türkiye’de de bazı haberlere göre metrekare bazında AVM’lerin %10 unun kapandığı söylentisi var.
Perakende dünyasında en çok konuşulan konulardan biri de yeni perakendecilik kavramları ve perakende de değişim. Taş-tuğla ile elektroniğin, teknolojinin savaşı, mağazalarda öğrenen akıllı sistemler.
AVM dünyası ise taş – tuğla üzerine kurulu, konuşulan konular kavramlar, yeni AVM’lerin kavramı ne olmalı. Aslında bunları bir kaç kez Alp Alkaş Perakende Gayrimenkul Merkezi derslerinde tartışma şansımız olmuştu, bu gün yazacaklarımı orada da anlatmayı umuyorum.
İş gereği bir süredir Atlanta’dayım ve yakın zamanlarda açılmış olan Ponce City Market adlı AVM’yi gezme şansım oldu. Ponce City Market’I yeni nesil AVM kavramlarından biri olarak değerlendiriyorum, muhtemelen benzerlerini görmüş olabilirsiniz, ben ilk kez bu kavramı gördüm.
Klasik AVM kavramlarında kullanılan kurallaşmış birçok şartı içermiyor, bu nedenle benim için yeni nesil.
Buna karşılık lokasyon kentin en iyi yerlerinden biri.
Bina çok eski bir Sears fabrika binası. Zaman içerisinde binanın temel özellikleri bozulmadan çeşitli amaçlar için kullanılmış AVM olmadan önce. Binanın dışına ve içerisine çok büyük değişiklikler yapılmadan çok sade ve çekici bir kavramla, sadece elden geçirilmiş. Muhtemelen masraf çok düşük ancak eski putreller, makinalar sadece temizlenerek bırakılmış, estetik olarak oldukça hoş duruyor. Bina yatırımı düşük olduğu için yatırımın geri dönüş süreci de kısalıyor haliyle.
Klasik olarak anchor store’u olmayan bir AVM düşünülemez bile, tüm kiracılar bile kiralarken anchor’ın kim olduğuna aşırı önem gösterirler. Ne ilginçtir ki Ponce City’de herhangi bir anchor yok.
Ayrıca mağazaların neredeyse hepsi çok basit bir mimari kullanılarak minimum harcama ile yapılmış, buna raf ve teşhir malzemeleri dahil ancak estetik ve görüntü çok hoş ve güzel. Diğer bir deyişle sadece binanın değil mağazaların sabit yatırım geri dönüş süreci muhtemelen oldukça kısa.
Bu yapıları nedeniyle mağazaların sektör, marka, ürün, kavram değiştirmeleri sadece 1 veya iki günlük bir iş gibi gözüküyor.
Food court başlıbaşına bir değişiklik, bildiğimiz, tanıdığımız hiçbir zincir yok. Yerel ve özelleşmiş bir çok fast ve slow food var, hepsi birbirinden albenili, hepsi birbirinden leziz.
Sonuç olarak herhangi bir anchor yok, mağazaların %90 ını tanınmış bşr zincir değil, tüm bina ve mağazalar minimum masrafla ve basit ama albenili tasatlanmış, herşey her an ve çok ucuza değişebilir.
Geleceğin perakendeciliğine bir adım mı??