BOŞVERMİŞLİK ÜZERİNE

Boşvermişlik neredeyse ana ögelerden biri haline geldi kültürümüzde. Kaç yazıda değindim bu konuya ama yine çarşamba günü yaşadığım (dışarı çıkma şansım olan 4 saat içerisinde) boşvermişlik salgınının ne kadar yaygın olduğunu hatırlattı bana ve P.Drucker’ın kulağını çınlattım yine defalarca.

“KÜLTÜR STRATEJİYİ KAHVALTIDA YER”

Evden çıkmaya hazırlanırken önce benim sonra da karımın telefonu çaldı, TÜRKTELEKOM bilmem kaç yüzüncü defa arıyor ve baha internet hizmeti satmaya çalışıyor.

Nezaketen birkaç kez zaten halihazırda müşterileri olduğumu, bir daha rahatsız edilmek istemediğimi hatırlattım, ama BOŞVER ben aramaya devam ederim diyor.

Halbuki arama listesi ile müşteri listesini karşılaştırsa, müşteri olanları bu listeden çıkarsa, onları başka şeyler için arasa daha yararlı olmaz mı? Ama BOŞVER.

Neyse, bazı ihtiyaçlarımızı karşılamak için Bodrum Koçtaş’a gittik. Daha öce gittiğimde görmüştüm, mağazanın tasarımını değiştiriyorlardı. Değiştirmişler, girdikçe kayboluyorsun, istediğin yere ulaşmak neredeyse imkânsız, işaretleme yok. Belli ki IKEA’dab ilham almaya çalışan, profesyonel olmayan bir yaratıcı tasarımcı var işin içerisinde. Ayrıca reyon aralarına yerleştirilen stantlar geçişi çok zorlaştırıyor. Ama BOŞVER, müşterinin rahatlığı, mağazanın dolaşılabilirliği, malların görülebilirliği? BOŞVER. Ayrıca kasalar hem fiziksel olarak hem de bekleme süreci olarak bir işkence ama BOŞVER.

METRO’ya da uğramamız gerekiyor, bir süredir bacağım sakat, türüme zorluğum var, özürlü park yerine park etmek istiyorum ama bariyer var, park yerinin ucundaki tabelada da “düğmeye basın” yazıyor. Yani ben arkadan gelen arabaların yolunu kesip arabadan ineceğim, 3-4 metre gideceğim (sakat bacağımla), düğmeye basacağım, aynı yolu geri gelip (sakat bacağımla) zorlukla arabaya gireceğim ve birisinin bariyeri açmasını beklerken arkadaki arabalardan küfür yiyeceğim. BOŞVER.

Özürlü park yeri her yerde sorun aslında.

METRO’dan içeri girerken bir alete eliniz uzatıyorsunuz, ateşiniz ölçüyor, karşısında da bir güvenlik görevlisi ölçülen ateş değerlerini inceliyor. Ateşiniz varsa önlem olarak içeri almayacak. Neyse atlattık, Karımın ateşi 33.1, benim ateşim 34,7 derece. Homo sapiens, homo sapiens olalı bu vücut ateşini yaşamadı ama BOŞVER. Güvenlikle güle oynaya geçtik. Önlem alınmış mı? Alınmış. Gerisine BOŞVER.

Bu da bitti yolda kırmızı ışıkta en önde kaldım. Yeşile dönünce ışıklar gitmeye başladım, 3- metre gitmiştim ki sol şeritte yanmaya başlayan kırmızıyı takmayan bir BODRUM BELDİYESİ ZABITA arabası hızla önümden geçti, frene zor bastım. Yahu kırmızı ışık? BOŞVER. Zabıta örnek olmalı. BOŞVER.

Yolda ilerlerken bir binanın üzerinde koskoca bir ilan “TASARIMDAN İLHAM ALDIK”, kimin tasarımından, neyin tasarımından, bu ne dek? BOŞVER, ağır ve etkileyici bir laf.

Eve vardık, haberlerde bir devlet yetkilisi iş bulamamaktan şikâyet eden üniversite mezunlarına kaliteden bahsediyor. Bir aralar çok verilirdi kalite yönetimi eğitimler ve hep kullanılan bir örnek vardı. Kalite yönetimini başlatan yönetici, sabah karşı saat 4:00 de, kırmızı ışıkta durmuyorsa bu iş yürümez derdik. Ama BOŞVER, dostlar alışverişte görsün.

BOŞVER Tufan, bu işer böyle yürüyor.

Leave a Reply