GİRİŞİMCİLİK – Seçimden Ziyade Zorunluluk

Girişimcilik seçimden ziyade sorunluluk

Hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler ve neoliberal ideolojilerin küresel egemenliğiyle tanımlanan bir çağda, toplum bireyleri giderek daha çok geleneksel istihdam yerine girişimcilik çabalarına yönlendiriyor. Hızla evrilen sosyo-ekonomik yapı, iş ve finansal istikrarın geleneksel normlarını hızla değiştiriyor, insanların kariyer yollarını yeniden tanımlamasına neden oluyor.

Bu önemli değişim boşlukta meydana gelmiyor; aksine, toplumsal değişimin, özellikle teknolojik ilerlemenin hızlanması ve neoliberal ekonomi politikalarının küresel benimsenmesi gibi iki ana faktörden büyük ölçüde etkileniyor.

Teknolojik ilerleme artık lineer bir süreç olmaktan çıktı ve üstel bir hale geldi. Toplumdaki bu hızlanan değişim, birçok geleneksel endüstri ve iş yapısını bozdu. Otomasyon ve dijital dönüşüm artık sıradanlaştı ve bir zamanlar istikrarlı olarak görülen sektörlerde çalışnların yerini aldı. Teknoloji şirketlerinin hızla genişlemesi de iş güvencesizliğine katkıda bulunuyor, çünkü bu şirketler gittikçe daha çok, küçük işletmeler tarafından hizmet verilen pazarlara hükmediyor.

Öte yandan, büyüyen serbest çalışan ekonomisi ve uzaktan çalışma fırsatlarının yükselişi, uzun vadeli iş güvencesinin giderek daha zor elde edildiği bir iş pazarı oluşturdu. Bu değişim, bireyleri daha uyumlu ve kendine bağılı olmaya zorladı, genellikle onları hayatta kalmak için girişimcilik faaliyetlerine itti, bu da bir seçimden ziyade bir zorunluluk oldu.

Öte yandan, son birkaç on yılda neoliberalizmin artan etkisi de bu geçişte önemli bir rol oynadı. Serbest piyasa kapitalizmi, deregülasyon ve özelleştirmeyi öne çıkaran neoliberal ekonomi politikaları, girişimcilik faaliyetlerini ekonomik büyümenin itici gücü olarak önceliklendirir. Bu sistem, iş güvencesi ve kamu güvence ağları pahasına rekabeti ve bireyciliği teşvik eder.

Neoliberalizmin etkisi sadece ekonomik olmaktan öteye geçer. İş, başarı ve bireysel kimlik hakkındaki toplumsal tutumları şekillendirir. Bugün, kutlanan hikaye, risk alabilen, piyasaları karıştıran ve kendi yolunu çizen girişimci olan bireyin hikayesidir. Bu hikaye, bazıları için ilham verici olmasına rağmen, girişimcilik faaliyetlerine katılmak için gerekli ayrıcalığa sahip olmayan veya bu tür faaliyetlere arzu duymayanların gerçeklerini göz ardı eder.

Bu trend, girişimciliğin giderek daha çok bir seçimden ziyade bir zorunluluk olarak görüldüğü daha geniş bir toplumsal değişimi yansıtır. Bu sistem bazıları için fırsatlar yaratırken, aynı zamanda birçok kişi için mali güvencesizliği getirir. Başarı veya başarısızlık sorumluluğunu tamamen bireyin omuzlarına yükler ve onların ilerlemesini engelleyebilecek sistemsel sorunları görmezden gelir.

Girişimciliğin gerçekten de yenilik, özgürlük ve mali başarı için birçok fırsat sunduğu doğru, ancak zorunlu bir seçim olmamalıdır. Bir toplumun gelişmesi için, girişimcilik çabaları ve geleneksel istihdam dahil olmak üzere çeşitli roller ve işlere ihtiyaç vardır.

Hızlanan değişim ve neoliberalizm çağında ilerlerken, sosyo-ekonomik politikalarımızı eleştirel bir şekilde incelememiz ve dengelememiz çok önemlidir. Girişimciliği değerlendiren ancak aynı zamanda iş güvencesinin önemini tanıyan ve sağlam sosyal güvence ağları sağlayan daha bütünsel bir yaklaşıma ihtiyaç vardır.

“Zorunlu girişimciliğin” artan baskısı, işin doğası, toplumsal beklentiler ve hükümetin ekonomik geleceğimizi şekillendirme rolü hakkında önemli tartışmaları da beraberinde getirir. Bu, hızla değişen bir dünyada seçimi saygı gösteren ve tüm insanlar için adil fırsatları teşvik eden bir toplum oluşturduğumuzdan emin olmak için katılmamız gereken bir tartışmadır.

Leave a Reply