VUCA (oynaklık, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklık) dünyası, her geçen gün biraz daha karmaşık bir hal alıyor. Gün geçmiyor ki önüme yeni bir küresel risk raporu gelmesin. Özellikle Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) “Küresel Riskler” raporunu dikkatle takip ediyorum.
Bu yıl, WEF’in raporu yanı sıra, The Economist Intelligence Unit (EIU) ve CrowdStrike tarafından hazırlanan iki önemli rapor daha karşıma çıktı. Bu üç belge, küresel riskler manzarasını oldukça ayrıntılı bir şekilde resmediyor ve iş dünyası ile bireyler için potansiyel tehlikeleri ortaya koyuyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Riskler” Raporu:
WEF’in 2024 raporu, ekonomik, çevresel ve teknolojik alanlarda yükselen riskleri inceliyor. Rapor, küresel ekonomideki belirsizliklerin yanı sıra iklim değişikliğinin neden olduğu doğal afetlerin artışına ve bu durumun global tedarik zincirleri üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Özellikle pandemi sonrası toparlanma sürecinde karşılaşılan zorluklar ve dünya genelindeki siyasi istikrarsızlıklar, raporun ana temasını oluşturuyor.
The Economist Intelligence Unit (EIU) “Beş Küresel Risk”:
EIU’nun raporu, özellikle ABD’deki siyasi dengelerin dünya genelinde yaratabileceği etkilere odaklanıyor. Donald Trump’ın başkanlık seçimlerinde tekrar seçilmesi durumunda, ABD’nin dış politikalarında radikal değişikliklerin beklendiği ve bu durumun global ticaret ve güvenlik ittifaklarını nasıl etkileyebileceği üzerinde duruluyor. Rapor, bu tür bir siyasi değişimin, özellikle NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşlarla ilişkiler açısından önemli sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor.
CrowdStrike “2024 Küresel Tehdit Raporu”:
Teknoloji odaklı bu rapor, siber güvenlik tehditlerinin artan sofistikasyonuna ve bu tehditlerin global iş dünyası üzerindeki potansiyel etkilerine ışık tutuyor. Siber saldırıların, özellikle bulut bilişim altyapılarına ve kimlik doğrulama sistemlerine yönelik olduğunu belirten CrowdStrike, bu tehditlerin nasıl daha karmaşık hale geldiğini ve organizasyonların bu tehditlere nasıl yanıt vermesi gerektiğini detaylandırıyor. Rapor, ayrıca, siber saldırganların genellikle devlet destekli veya suç örgütleri tarafından organize edildiğini ve bu saldırıların giderek daha geniş bir yelpazede faaliyet gösterdiğini ortaya koyuyor.
Peki daha farkına varmadığımız hangi riskler var acaba? Bildiğimizi bildiğimiz, bilmediğimizi bildiğimiz şeylerden çok bilmediğimizi bilmediğimiz o kadar çok şey var ki.
Bu üç raporun ortak noktası, küresel risklerin yalnızca yerel veya bölgesel olmadığı, aynı zamanda tüm dünyayı etkileyebilecek geniş kapsamlı sorunlar olduğudur. Küresel liderler, politika yapıcılar ve iş dünyası, bu raporlardan çıkan bilgileri stratejik planlama ve risk yönetimi süreçlerine dahil etmek zorundadır. Bu sayede hem iş hem de özel hayatlarımızda karşılaşabileceğimiz zorluklara karşı daha hazırlıklı olabiliriz.