Liderlik ve Yöneticilik: Kavramsal Bir Ayrım

“Geleceğin genel müdürü, sadece vizyon koyan bir lider değil, aynı zamanda süreçlerin disiplinini elinde tutabilen bir yönetici olmak zorundadır. Hibrit bir rolü benimseyemeyen üst düzey yöneticiler, değişen dünyada ayakta kalamayacaklardır.” (Genel Müdür 7.0, s. 145)

Son yıllarda liderlik ve yöneticilik kavramları giderek daha fazla karıştırılmaya başlandı. Hatta çoğu zaman birbirinin yerine kullanılan bu iki kavram, aslında farklı anlam dünyalarına işaret ediyor. Bir yönetici, organizasyondaki görev ve sorumluluklar çerçevesinde atanmış kişidir; lider ise insanların gönüllü bağlılığını kazanabilen kişidir. Bu nedenle her yönetici lider değildir, fakat iyi bir yönetici olabilir.

Yöneticilik ve Liderlik Arasındaki Temel Fark

Yöneticilik, büyük ölçüde atanmış bir pozisyonun getirdiği yetkiyle ilişkilidir. Görev tanımları, bütçe kontrolü, süreçlerin yönetimi ve hedeflere ulaşmak için sistematik bir yaklaşım yöneticinin asli işidir. Liderlik ise atanmış bir pozisyondan ziyade, kişisel özellikler, vizyon, ilham verme ve çevresindekileri harekete geçirme kapasitesiyle ortaya çıkar.

Yönetici, işlerin doğru yapılmasını sağlar; lider ise doğru işlerin yapılmasına odaklanır. Yöneticilik disiplin, süreç ve verimlilik üzerine kuruludur. Liderlik ise anlam, yön ve değerler üretmekle ilgilidir. İşte bu nedenle, yöneticiliği “atanmış liderlik” olarak görmek büyük bir yanlıştır. Çünkü liderlik atanmışlık değil, kazanılmış bir etki biçimidir.

İyi Yönetici Olmak Lider Olmayı Gerektirmez

Kurumsal hayatta başarılı bir yöneticinin liderlik vasıflarına sahip olması elbette bir avantajdır. Ancak bu bir ön koşul değildir. Çünkü organizasyonlarda bazen liderlikten çok yöneticilik vasıflarına ihtiyaç duyulur. Kriz anında süreçleri disiplinle yönetmek, bütçeyi kontrol altında tutmak, insan kaynağını adil bir şekilde yönlendirmek çoğu zaman karizmatik liderlikten daha kritik olabilir.

Bir yönetici, doğru süreçleri uygulayarak, ekibine adil davranarak, açık iletişim kurarak ve performansı ölçerek son derece başarılı olabilir. Bu noktada önemli olan, liderlikle yöneticilik arasındaki çizginin farkında olmak ve her ikisinin de farklı değerler sunduğunu kabul etmektir.

Liderlik Beklentisinin Tehlikesi

Her yöneticiden liderlik beklemek, hem yöneticilere haksız bir yük bindirir hem de organizasyonlarda hayal kırıklığı yaratır. Çünkü herkesin güçlü yönü farklıdır. Kimileri vizyoner ve ilham verici olabilirken, kimileri süreçleri optimize etmede ve düzen kurmada ustadır. Başarılı bir organizasyonun sırrı, bu farklı güçlü yanları dengeleyebilmektir.

Dolayısıyla, bir yöneticiyi sadece liderlik kriterleriyle değerlendirmek, onun yöneticilikteki başarısını gölgeleyebilir. Daha da önemlisi, organizasyonun gerçek ihtiyacını gözden kaçırmamıza neden olabilir.

Genel Müdür 7.0 Perspektifi

Genel Müdür 7.0 kitabımızda vurguladığımız temel noktalardan biri de  budur. Genel müdürün, yani üst düzey yöneticinin rolü, artık sadece liderlik ya da yöneticilikten ibaret değildir. Günümüzün karmaşık ve hızla değişen dünyasında genel müdür, gerektiğinde liderlik yapabilen ama aynı zamanda yöneticiliğin disiplinini koruyan bir hibrit rol üstlenmek zorundadır.

Kitapta anlattığımız “genel müdür zaman çizelgesi” yaklaşımı, bu dönüşümü net biçimde ortaya koyar. Organizasyonun ihtiyaçlarına göre bazen vizyoner bir lider, bazen de titiz bir yönetici olmak gerekir. İşte bu nedenle, liderlik ve yöneticiliği aynı kefeye koymak yerine, ikisini de doğru zaman ve yerde kullanabilen profesyoneller geleceğin en başarılı Genel Müdürleri olacaktır.

 

Leave a Reply