FREELANCER – PREKARYA

Ben bir freelancer’ım (Serbest Çalışan) 2011’den bu yana. Biliyorum genç dostlarım, çoğunuz bu deyime imrenerek bakıyorsunuz, keşke ben de diyorsunuz, linkedin de işiniz olarak bunu koymak istiyorsunuz.

Peki bunun yerine ben bir prekayrayım desem?? Aynı şekilde imrenecek misiniz?

Yahut sürekli söylerim, hepimiz bir gün girişimci olacağız diye, herkes de gülümseyerek bakar.

Ya bir duvarın üzerine çıkıp “hepiniz bir gün “prekarya olacaksınız” diye haykırsam elimde kırmızı bir bayrakla??? Gelecek misiniz yanıma? İmrenecek misiniz?

Evet, isteseniz de istemeseniz de hepiniz bir gün freelancer -prekarya olacaksınız.

Pandemi ile hızlanan evden çalışma akımı (ki 5 – 10 sene sonra beklediğimiz bu seviyeye pandemi sayesinde bu yıl girmiş bulunuyorsunuz) artık büyük bir çok şirket tarafından neredeyse benimsendi.

2019’da şüphe ile bakan kuruluşlar bu yıl neredeyse herkesi evden çalıştırma çabasında.

Sınırları belirlenebilen, tanımlanabilen ve ölçülebilen her iş dışarıya yaptırılabilir, yani taşerona verilebilir.

Pek yakında evden çalışanlara bir teklif gelebilir; “Bordrodan çık, sana biraz daha fazla para verelim, hem kendi patronun olursun, hem başka işler de yaparsın, daha fazla para kazanır ve kendi zamanını istediğin gibi ayarlarsın”.

Oldukça cazip gibi, ama kimin için.

Şirket açısından;

  1. Sizin varlığınızla yarattığınız birçok maliyet yok olur, ol, elektrik, su, çok pahalı olan kapladığınız alan, vergi, SSK gibi.
  2. Kıdem tazminatı ortadan kalkar,
  3. İstediği zaman sizinle iş birliğini bırakıp daha ucuz birisi ile anlaşabilir,

Sizin için;

  1. Her ay elinize geçen para biraz artmış gibi gözükse de vergi vermeniz gerekecektir,
  2. Sağlık açısından güvence olarak sağlık sigortası yaptırmanız gerekecektir tüm aile için,
  3. Zaman içerisinde yaptığınız işi daha ucuza yapanlar çıkacağı için sürekli fiyat düşürme riski ile karşı karşıya kalacaksınız,
  4. Sürekli müşteri kaybetme korkusu yaşayacaksınız.

Yani freelence – prekarya sınıfına geçiş yapacaksınız.

Nedir bu prekarya?

Latince “precarious” – güvencesiz ve “proletariat” – işçi sınıfı kelimelerinin birleşiminden meydana gelen melez bir kelimedir.

Vikipedi’ye göre:

“Prekarite ya da prekarya, 20. Yüzyılda tanımlanmış bir çalışan sınıfı. Ağırlıklı olarak bilişsel (cogitive-yaratıcı) sektörlerde görünen, sınırlı-kontratlı, yarı zamanlı, proje bazlı sözleşmeler ile işgücü piyasalarına iş yapan sınıf. Tanımlanmadaki esas etken, sürekli iş güvencesi ve sürekliliği bulunmayan işlerde çalışan bir sınıf olarak görülmesindendir.

Genelde yaratıcı sektörler içerisinde (reklam, yazılım, program, oyun… vb.) çalışan, diğer sektörlerde de (kitap çevirisi, yarı-zamanlı eğitim görevliliği vb.) kısmen görülen, proje bazlı veya süreli çalışanlar grubu.

Emek yoğun (kas gücü-mavi yakalı) çalışan sınıfından ziyade, bilgi yoğun (bilişsel-cogitive) çalışan sınıfa ait bir terim olarak kullanılmaktadır. Genelde serbest zamanlı (freelance) çalışanlar olan “prekarite”lerin, sözleşmeleri sürekli iş güvencesi içermez.”

Guy Standing’e göre “işgücü-piyasa esnekliğinin artmasından dolayı oluşan istikrarsızlıkların isçiler üzerine yıkılmasının yarattığı sınıf olarak tanımladığı, küreselleşmenin oluşturduğu makroekonomik sıkıntılarla boğuşan insanlar bütünü prekaryadır.

Hazırmısınız?????

 

 

 

Leave a Reply